ERKAN BEBEĞE MEKTUP!
Erkan Bebek, burnunu mıncıkladığın Clinton Amca sıradanlığa alışıyor şimdi. O şatafatlı günler geride kaldı, medyayı eskisi gibi meşgul edemiyor artık. Ama sen çadır kentlerin minik efendisi Erkan Bebek, sen unutulmuş değilsin. Sayende öğrendi dünya saflığın dayanılmaz çekiciliğini. Clinton Amca’nın reklam amaçlı sevecenliği, senin saflığının yanında solda sıfır şimdi.
Çünkü “Melekut”un çocuğusun sen, Clinton Amcan gibi krallığın yeryüzünde değil senin. Çünkü Alfasın sen, başlangıç yani! Henüz hiçbir şey yokken, henüz Havva Anamız Adem Babamıza yasak meyveyi yedirip sözüm ona günaha gözlerini açmamışken sen yine vardın, saflık yani.
Çünkü Omegasın sen, son yani! Kaynağa dönüşümüz senin saflığına ulaşmakla mümkün. Clinton Amcan alfayla omega arasında bir yerlerdedir şimdi, yolunu bulabilirse sana ulaşıp önünde diz çökecektir, tıpkı eski zaman ermişlerinin kundaktaki bebeklerin önünde secdeye vardığı gibi!
Başlangıç da son da sensin Erkan Bebek, çıkışımız da varışımız da sanadır, gerisi boşların boşu bir oyalanma! Sana özenir, sana imreniriz, ışığın pervaneyi çektiği gibi senin saflığına koşarız bir ömür boyu.
Demiş ki peygamber “Güvercinler kadar saf, yılanlar gibi akıllı olun.” Safsın sen, Clinton Amcayı sıradan bir adam gibi mıncıkladığın için. Akıllısın sen, maddi güçle donatılmış adama yaltaklanmayı beceremediğin için!
İki düşünce arasındaki boşluksun sen, hiçlik yani! Kimliklerle kirletilmemiş parlak ışık, sıradanlığın ulaşamayacağı zirve, varlık davasına kalkışmamış yokluk, her kalıbı doldurmaya yatkın güçsün sen! Minik ellerinin kıskacında mıncıklanacak bir şeyler olsun yeter, ister bir burun, isterse ateş! Altına ve kor parçasına aynı ilgiyle uzanan minik ellerin ayrım yapamayacak kadar saftır senin.
Yüreğin ellerine niçin “dur” demedi Erkan Bebek? Clinton Amcanın öyle uluorta mıncıklanamayacağını bilmiyor musun? Neden o kucakta biraz daha kalıp yeryüzü kralının “dile benden ne dilersen” demesini beklemedin? Ve neden seni reklam yıldızı yapacağını söyleyen şu süslü spikoş ablaya gülücükler göndermedin? Yoksa o yakıcı umursamazlığınla “saflığa neden sorulmaz” mı diyorsun?
Bir gün büyüdüğünde, henüz saf bir bebekken Clinton Amcanın burnunu mıncıkladığın için övünecek misin? Yoksa eskiden olduğu gibi saf ve umursamaz mı olacaksın? Şu anda tam olman gereken yerdesin Erkan Bebek, bakıp bakıp iç geçirdiğimiz o cennette, güvercinler kadar saf, yılanlar gibi akıllı olunan yerdesin. Oradan hiç ayrılma Erkan Bebek, oradan sakın ayrılma!
Erkan Bebek, burnunu mıncıkladığın Clinton Amca sıradanlığa alışıyor şimdi. O şatafatlı günler geride kaldı, medyayı eskisi gibi meşgul edemiyor artık. Ama sen çadır kentlerin minik efendisi Erkan Bebek, sen unutulmuş değilsin. Sayende öğrendi dünya saflığın dayanılmaz çekiciliğini. Clinton Amca’nın reklam amaçlı sevecenliği, senin saflığının yanında solda sıfır şimdi.
Çünkü “Melekut”un çocuğusun sen, Clinton Amcan gibi krallığın yeryüzünde değil senin. Çünkü Alfasın sen, başlangıç yani! Henüz hiçbir şey yokken, henüz Havva Anamız Adem Babamıza yasak meyveyi yedirip sözüm ona günaha gözlerini açmamışken sen yine vardın, saflık yani.
Çünkü Omegasın sen, son yani! Kaynağa dönüşümüz senin saflığına ulaşmakla mümkün. Clinton Amcan alfayla omega arasında bir yerlerdedir şimdi, yolunu bulabilirse sana ulaşıp önünde diz çökecektir, tıpkı eski zaman ermişlerinin kundaktaki bebeklerin önünde secdeye vardığı gibi!
Başlangıç da son da sensin Erkan Bebek, çıkışımız da varışımız da sanadır, gerisi boşların boşu bir oyalanma! Sana özenir, sana imreniriz, ışığın pervaneyi çektiği gibi senin saflığına koşarız bir ömür boyu.
Demiş ki peygamber “Güvercinler kadar saf, yılanlar gibi akıllı olun.” Safsın sen, Clinton Amcayı sıradan bir adam gibi mıncıkladığın için. Akıllısın sen, maddi güçle donatılmış adama yaltaklanmayı beceremediğin için!
İki düşünce arasındaki boşluksun sen, hiçlik yani! Kimliklerle kirletilmemiş parlak ışık, sıradanlığın ulaşamayacağı zirve, varlık davasına kalkışmamış yokluk, her kalıbı doldurmaya yatkın güçsün sen! Minik ellerinin kıskacında mıncıklanacak bir şeyler olsun yeter, ister bir burun, isterse ateş! Altına ve kor parçasına aynı ilgiyle uzanan minik ellerin ayrım yapamayacak kadar saftır senin.
Yüreğin ellerine niçin “dur” demedi Erkan Bebek? Clinton Amcanın öyle uluorta mıncıklanamayacağını bilmiyor musun? Neden o kucakta biraz daha kalıp yeryüzü kralının “dile benden ne dilersen” demesini beklemedin? Ve neden seni reklam yıldızı yapacağını söyleyen şu süslü spikoş ablaya gülücükler göndermedin? Yoksa o yakıcı umursamazlığınla “saflığa neden sorulmaz” mı diyorsun?
Bir gün büyüdüğünde, henüz saf bir bebekken Clinton Amcanın burnunu mıncıkladığın için övünecek misin? Yoksa eskiden olduğu gibi saf ve umursamaz mı olacaksın? Şu anda tam olman gereken yerdesin Erkan Bebek, bakıp bakıp iç geçirdiğimiz o cennette, güvercinler kadar saf, yılanlar gibi akıllı olunan yerdesin. Oradan hiç ayrılma Erkan Bebek, oradan sakın ayrılma!
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa